Merhaba.Laboratuvarda geçen bir hafta sonunu geride bıraktım. Uyku öncesi düşüncerimde buldum kendimi. Bloğa girip baktığımda ise son notumu ocak ayında yazdığımı gördüm yani 6 ay önce.
Geçtiğimiz 6 ayda bu yıl için aldığım kararın arkasında olabildiğince durabildiğimi farketmek beni rahatlattı. Kolay bir süreç geçirmediğimi düşünüyorum yine de.
Gelelim günümüze. Buradaki doktora öğrenciliğimin bir buçuk senesi bitti. Halihazırda devam ettiğim iki çalışmanın birincisi yazım aşamasında, diğeri için de hafta sonları bir kısım analizleri bitirmek için okula gidiyorum. Hafta sonu okula gitmemin sebebi aşırı yoğun oluşum değil. Hafta içi yazmam gerekenleri yazmakta zorlandığım için analize vakit ayıramamamdan kaynaklanıyor. Tam olarak şu an yazmaya çalışmamın sebebi de aslında bu ''yazmak'' adına verdiğim mücadele.
Buraya gelirken en büyük endişelerimden biri dil bariyeriydi. Endişemde haksız da çıkmadım. Yetersiz İngilizcem ve hiç Japoncamla buraya kadar gelebilmeme şaşırıyor olmakla beraber Türk bir hoca ile çalışıyor olmaktan yana şansımın farkındayım. Çok yol aldım ancak yetersizliğimin de farkındayım. Öğreniyorum. En azından çabalıyorum.
Burada yağmur sezonunun neredeyse ortasındayız. Bir yandan yaz kendini hissettirmeye başladı. Yağmura bayılıyorum. Akasya kokuları bitmişken şimdi de ıhlamur kokuları sardı kampüsü ve sokakları. Ortancalar da yavaş yavaş kendini göstermeye başladı. Herkes bilmez ortancaları ne kadar sevdiğimi. Hatta geçenler Instagramımda arşiv gezerken farkettim de sevdiğim bitkilerin cennetine taşınmışım. Akçaağacı da çok severim mesela. Her gün selamlaşırız bir tanesiyle okulda.
Ayrıca güzel bir balık sezonundayız aynı zamanda. Son zamanlarda biraz vakit bulduğumda balığa gidiyorum eşime takılıp. Çoğu zaman akşama ellerimiz dolu döndüğümüz için işi bir tık ilerletip balıkçılık malzemelerimizi çeşitlendirdik. Balık için gittiğimiz yer okula ve eve bisiklet ile çok yakın. Yine de deniz insana bambaşka bir dünyada hissettiriyor kendini. Kafamdaki seslerin sustuğu, anda kalabildiğim ulaşılabilir bir aktivite. Kendimize yeteri kadar balık aldığımızda sahilin tadını çıkarmak muhteşem. Hatta akşam yemeğini sahilde, ateş başında ve taze balık ile yapmak.. Bazı anları beklememek gerekiyor sanırım. Sadece ''hadi yapalım'' demek gerekiyor.
Anlaşılan buraya alışmışız. Stres, yorgunluk, mücadele, zorluklar hayatımızda az ya da çok hep var. Ancak güzel olanı da görebilmeye başlayınca çekilir oluyor bir çok şey. İki kişilik ailemle, sayılı arkadaşlarla, ufak tefek aktivitelerle, yaşadığımız yerin güzelim doğasıyla, minnacık evimizle tam da ortasındayız hayatın.
Sevgiler..